Bebeklerde doğum lekesi nasıl geçer sorusu sık sorulan sorulardan biridir. Doğum lekesi, yenidoğan birçok bebekte görülmektedir. Doğduktan sonra ilk haftalarda bu lekeler çıkmaktadır. Kahverengi, mor, pembe, mavi gibi renklerde ortaya çıkmaktadır. Birçok deri lekesi sorun teşkil etmemektedir ve bebek büyüdükçe zamanla kendiliğinden kaybolmaktadır. Fakat bazı doğum lekeleri bebeğin yaşamı boyunca kalabilmektedir. En sık görülen doğum lekesi somon lekesidir.

Hemanjiyom, halk arasında çilek lekesi olarak da bilinmektedir. Bebeklerde doğumdan sonra ilk 1 - 4 haftasında ortaya çıkmakta ve 9 - 10 yaşlarında ise tamamen gerilemektedir. Kızlarda erkeklere nazaran 3 kat daha sık görülmektedir. Zamanından önce doğan bebeklerde ve ikizlerde görülme sıklığı daha fazladır. Hemanjiyomlar, deride kan damarlarının artışına bağlı olarak ortaya çıkan oluşumlardır. Bu oluşumların görünümleri derideki derinliğine göre değişiklik göstermektedir. Yüzeysel olanlar, parlak kırmızı ve yüzeyi pürüzlü biçimde görünürken; derin olanlar daha çok yüzeyi düzgün, mavi veya mor renkli olabilir. Doktor tarafından değerlendirilerek gerekli araştırmalardan sonra mümkün oldukça erken tedavi edilmelidir. En sık kullanılan tedaviler arasında ağızdan alınan ya da hemanjiyom içine enjekte edilen kortikosteroidlerdir. Diğer tedavi yöntemleri ise lazer tedavisi ve nadir olarak cerrahi operasyon yer almaktadır. Seçilecek tedavi yöntemi, hemanjiyomun yerleşmiş olduğu bölgeye, yaşa ve görünüme göre değişmektedir. Fakat mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilmesinin ardından tedavi gerekip gerekmediğine karar verilecektir. Hemanjiyomlar tipik olarak ilk 1 - 8 ay arası büyümekte ve çoğunlukla 1 - 3 yaş arası gerilemeye başlamaktadır. Yaklaşık olarak %50'si 5 yaşında, %90'ı 9 yaşında tamamen kaybolmaktadır.

Mongol lekesi doğumda saptanmaktadır. Kız ve erkekte eşit sıklıkta görülmektedir. Koyu renkli bebeklerde görülme riski daha sıktır. Mongol lekesi, bebeğin kuyruk sokumu, kalçaları ve bel kısmında görülmekte ve mavi - mor renk değişikliğini ifade etmektedir. Ebeveynleri ilk görüşte korkutmaktadır ancak sık görülen masum bir doğum lekesidir. Bu lekeler genellikle çocuk büyüdükçe kaybolur ve herhangi bir tedavi gerektirmez.

Portwine stain veya nevus flammeus olarak da adlandırılmaktadır. Doğumda saptanır ve kişinin hayatı boyunca devam etmektedir. Her iki cinsiyette de eşit oranda görülmektedir. Bariz olarak görülen bir risk faktörü bulunmamaktadır. Halk arasında gül lekesi olarak da bilinen şarap lekesi, derideki damarlarda genişlemeye bağlı olarak ortaya çıkan bir doğum lekesidir. Daha çok mora benzeyen bu doğum izleri vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkmaktadır fakat en sık yüz bölgesine yerleşim göstermektedir. Bebek büyüdükçe leke de orantılı olarak büyümektedir. Ani büyüme ya da kendiliğinden gerileme gözlenmemektedir. Klinik olarak keskin sınırlı ve kırmızı veya mor renkli leke şeklinde görülmektedir. Çoğunlukla kozmetik görünüm dışında sorun teşkil etmeyen şarap lekesi, yüze yerleştiğinde ise çok nadir olarak göz ve nörolojik olarak yani sinir sistemi problemlerine yol açabilmektedir. Bu durum Sturge-Weber sendromu olarak da bilinmektedir. Ender olarak bu lezyonlar alttaki yumuşak doku ya da kemiğin aşırı derecede büyümesiyle birliktelik göstermekte ve bu da Klippel-Trenaunay sendromu olarak da bilinmektedir. Klinik görünüm ile şarap lekesinin tanısı konulabilmektedir. Fakat beraberinde gelen diğer hastalıklar açısından bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile radyolojik yöntemlere başvurmak gerekebilmektedir. Suya dayanıklı kozmetik kremler ile kapatılabilmektedir ve bunun standart başarı oranları kişiden kişiye değişen lazer tedavisi bir seçenektir. Şarap lekesinin zamanla rengi koyulaşabilmekte ve kalınlaşarak deriden kabarık bir hal almaktadır. Kalıcı olduğu için kendiliğinden gerileme göstermemektedir.

Doğum lekeleri genellikle zararsızdır ve çoğu zaman tedavi gerektirmez. Ancak, bazen estetik veya sağlık nedenleriyle tedavi gerekebilir. Aşağıda doğum lekeleri hakkında birkaç önemli nokta bulunmaktadır: