Hamileliğin ilk üç ayında, pek çok anne adayında lekelenme ve kanama görülebilir. İlk trimesterde hafif kanama yaşayan çoğu durumda, gebelik normal seyrini tamamlar. Kanamanın miktarı veya başka bulguların olup olmaması ile durumun ciddiyeti arasında doğrudan bir bağlantı bulunmaz. Ancak bu belirtiler, daha fazla araştırma gerektirip gerektirmediği konusunda yol gösterici olabilir. Bu nedenle, hastalar bir hekime başvurduklarında kanamanın şeklini, miktarını ve varsa diğer belirtileri detaylı bir şekilde anlatmaları son derece önemlidir.

Görülen bu açık renkli ve koyu kıvamdaki kokusuz akıntılar, östrojen salgısının artmasıyla oluşur. Aslında bu akıntılar genellikle risk içermez. Ancak akıntı kötü kokulu, kırmızı, sarı veya kahverengiyse ve idrar yaparken yanma varsa, genital sistemde enfeksiyon belirtisi olabilir. Bu hassas dönemde kahverengi leke veya akıntı gelmesi normal olmayabilir.

Gebelik döneminde bu tür lekelenmeler sıkça karşılaşılan bir durumdur. Genellikle tuvalet ihtiyacı sırasında fark edilir, aslında gün içerisinde bu lekeler oluşabilir fakat o an fark edilmeyebilir. Anne adaylarının büyük heyecan ve korku yaşamasına neden olan bu tür lekelenmeler, akışkan ve canlı bir kırmızı renkte olmadıkça çoğunlukla ciddi bir rahatsızlığın habercisi değildir. Kanama ve lekelenme, döllenmenin meydana gelmesinden itibaren on ile on dört gün içerisinde oluşan ve tutunma kanaması olarak adlandırılan bu durum, döllenen yumurtanın rahim içerisine yerleşmesi sırasında meydana gelir ve kısa sürede dışarıya atılmasıyla sonlanır. Çoğu anne adayı bu lekelerin normal olduğunu düşünür ve çoğu zaman hamile olduğunu fark etmez. Bununla birlikte, rahim ağzında meydana gelen değişiklikler ve hormonal hareketliliklerden dolayı da gerçekleşebilecek bu tür lekelenmeler, gebeliğin ilk zamanlarında girilen cinsel ilişkiler veya egzersizler sonucunda da meydana gelebilmektedir.

Oluşan lekeler ciddi kanamalara dönüştüğünde zaman kaybetmeden uzman bir doktora başvurulmalı ve başka istenmeyen durumlarla karşılaşmadan gerekli tedavi görülmelidir. Asıl dikkat edilmesi gereken nokta, eğer kanama kırmızı renkte ise bu kanama türü kahverengi olana göre daha tehlikelidir. Ancak kahverengi kanama görüldüğünde de mutlaka doktora başvurmak ve kanamanın nedenini öğrenmek doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu dönemdeki kahverengi kanamaların sebepleri şu şekilde açıklanabilir:

Bu durumda kanama kahverengi halde görülebilir, kanama dediğimiz olay aslında lekelenme şeklindedir ve düşük riskinden bahsedilebilir. Az da olsa bu risk vardır. Bebeğin büyüyüp gelişmesi ve kendisine rahimde yer açmasıyla damarların çatlaması sonucunda da kanama görülebilir. Bu durumda da kanama lekelenme şeklinde görülür.

Bilinmesi gereken önemli bir husus ise şöyledir: Kahverengi kanama, kanamanın az olduğunu gösterirken kırmızı kanama daha fazla kanamanın olacağını işaret eder. Fazla kanamaların anlamı da yüksek ihtimalle düşük olacağı riskidir. Kanama kırmızı renkte başlayıp kahverengiye dönmüş ise bu durum, kanamanın ilerleyen zamanlarda azalacağı anlamındadır. Çünkü kanama devam ettiği sürece kırmızı, pıhtılaşıp kurumaya başladığında ise kahverengine döner. Belirttiğimiz gibi kanama çok ve kırmızı ise düşük riski yüksektir, mutlaka doktora başvurmak gerekir. Az ve lekelenme şeklindeyse, bir de kahverengi ise düşük riski az bir ihtimaldir.

Döllenmeden yaklaşık 10 veya 14 gün sonraya denk gelir. Yerleşme ya da tutunma kanaması şeklinde de ifade edilir. Döllenen yumurtanın anne adayının rahmine tutunması sırasında oluşur. Normal adet kanamasına göre daha erken, damla damla, daha açık renkte görülür ve uzun sürmez.

Gebelikte kahverengi leke görülmesi, her zaman ciddi bir sorunun habercisi olmasa da anne adaylarının dikkatli olmaları ve herhangi bir anormallik durumunda doktora başvurmaları önemlidir. Ayrıca, hamilelik süresince düzenli doktor kontrollerine gitmek ve doktorun önerilerine uymak, hem anne hem de bebek sağlığı için kritik öneme sahiptir.